
Japonya Merkez Bankası (BoJ), ülkede artan enflasyonist baskılar ve "yen"deki değer kaybı nedeniyle cuma günü sıkılaşma adımı atmaya hazırlanıyor.
Banka ocak ayında gerçekleştirilen para politikası toplantısında politika faizini yüzde 0,50'ye yükseltmişti. Ocak ayındaki faiz artırımının ardından banka, 6 para politikası toplantısında faiz oranında değişikliğe gitmemişti.
Bu süre içinde ülkede enflasyonist baskılar devam ederken, yeni Başbakan Takaichi Sanae'nin genişleyici mali politika izleme yanlısı tutumu fiyatlar genel düzeyindeki artışın sürebileceği endişelerini oluşturdu.
Bu gelişmelerle birlikte piyasa beklentileri, BoJ’un cuma günkü toplantısında politika faizini yüzde 0,50’den yüzde 0,75’e çıkarması yönünde şekilleniyor.
Politika metninde ekonominin tahminlerine uygun şekilde şekillenmesi halinde borçlanma maliyetlerini artırmaya devam edeceği taahhüdünü yineleyen BoJ, tahminlerini değiştirmeyerek çekirdek enflasyonun 2025 mali yılında yüzde 2,7, 2026 mali yılında yüzde 1,8 olarak öngörüldüğünü açıklamıştı.
Ekim ayına ilişkin verilere göre Japonya'da yıllık bazda ulusal çekirdek enflasyon yüzde 3 seviyesine yükselerek, BoJ'un yılsonu beklentilerinin üzerinde gerçekleşmişti.
- BoJ'un faiz artırımına kesin gözüyle bakılıyor
Capital Economics Asya Pasifik Başekonomisti Marcel Thieliant, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, BoJ'un cuma günü politika faizini artırmasının neredeyse kesin olduğunu belirterek, politika faizinin 2027 sonuna kadar yüzde 1,75'e ulaşmasını beklediklerini söyledi.
Thieliant, başlangıçta BoJ'un ücret artışlarının gücü hakkında daha fazla bilgi edinmek için ocak toplantısına kadar bekleyeceğini düşündüklerini ifade ederek, Kazuo Ueda'nın, geçen hafta yaptığı konuşmada ücret artışlarında gücün devam ettiğini işaret eden açıklamalarının fikirlerini değiştirdiğini bildirdi.
Ueda'nın açıklamasından faiz artırımına ilişkin sinyaller alındığını ifade eden Thieliant, "BoJ'un politika faizini bu hafta yüzde 0,75'e yükseltmesini bekliyoruz." dedi.
Thieliant, mevcut durumda enflasyon görünümünün alışılmadık derecede belirsiz olduğunu aktararak, şu değerlendirmede bulundu:
"Bir yandan benzin vergisinin düşürülmesi ve enerji sübvansiyonları, manşet enflasyonun ocak ayına kadar yüzde 1 gibi düşük bir seviyeye inebileceği anlamına geliyor. Eğer ham petrol fiyatlarının düşmeye devam edeceği ve yenin 2027 sonuna kadar 145'e güçleneceği konusunda haklıysak, enerji fiyatlarından kaynaklanan aşağı yönlü baskı, manşet enflasyonu önümüzdeki birkaç yılın büyük bölümünde Banka'nın yüzde 2 hedefinin altında tutacak kadar büyük olacaktır."
Taze gıda ve enerji hariç enflasyonun ekim ayında yüzde 3,1 olduğunu aktaran Thieliant, taze gıda ve enerji hariç enflasyonun 2026'ya kadar bu seviyelerde kalacağından şüphelendiklerini aktardı.
- "Çoğu firmanın daha yüksek borç maliyetleriyle başa çıkabileceğini bekliyorum"
Thieliant, diğer merkez bankalarının parasal gevşemeye devam ettiği ve hazırlandığı bir ortamda, durgunluk endişesinin BoJ'un sıkılaştırma yolunu rayından çıkarma riskinin düşük olduğunu ifade etti.
Japonya'da kurumsal karların güçlenerek arttığını aktaran Thieliant, "Çoğu firmanın daha yüksek borç maliyetleriyle başa çıkabileceğini bekliyorum." dedi.
Thieliant, konut piyasasına yönelik ise şu değerlendirmelerde bulundu:
"Faiz artırımlarıyla birlikte Japon ekonomisinde etkilenecek en zayıf halka konut piyasası olabilir. BoJ'un Mart 2024'te faiz artırımına başlamasından bu yana konut fiyatlarındaki artışın hızlandığı bir gerçek. Parasal sıkılaşmanın oldukça kademeli ilerlemesi, borç maliyetlerinin de sınırlı hızda artmasını sağlıyor. Ancak, konut fiyatlarının 2012'den bu yana gelirlere oranla iki katına çıkmış olması, giderek sürdürülemez bir tablo çiziyor. Gayrimenkul piyasasındaki olası bir düşüş, ekonomik aktivite üzerinde ciddi baskı oluşturabilir."
- Faiz artışına gidilirse son 30 yılın en yüksek faiz seviyesine ulaşılmış olacak
Yatırım Finansman Strateji ve Yatırım Danışmanlığı Uzmanı Berna Önsel de BoJ'un faiz kararına yönelik piyasa beklentisinin 25 baz puanlık bir faiz artışı yönünde olduğunu vurgulayarak, "Faiz artışına gidilirse, BoJ'un politika faizi yaklaşık son 30 yılın en yüksek seviyesine ulaşmış olacak." dedi.
Önsel, BoJ Başkanı Ueda'nın geleceğe ilişkin yapacağı sözlü yönlendirmede son derece önemli olacağını ifade ederek, geçmişte BoJ'un ultra gevşek para politikası izlemesinin düşük faizle borçlanıp yüksek faize yatırım yapma açısından (carry trade) Japon yenini oldukça önemli bir konuma taşıdığını söyledi.
BoJ'un Ağustos 2024'te ultra gevşek para politikasından ilk çıkış adımını atmasının carry trade pozisyonlarında önemli şok etkisi yarattığı hatırlatan Önsel, sözlerine şöyle devam etti:
"BoJ'un faiz artırıp, Fed'in faiz indiriyor olması carry trade pozisyonları üzerinde etki oluşturmaya devam edecektir. Ancak, Ağustos 2024'te yaşanan ilk şokun ve sonrasındaki dengelenmenin ardından, önümüzdeki süreçte gözlenebilecek dalgalanmaların görece daha sınırlı kalması beklenebilir. BoJ-Fed ya da BoJ-ECB faiz makasları başta olmak üzere gelişmekte olan ülke faizleri ile olan makas da, gerek kısa vadede gerekse de orta-uzun vadede küresel risk iştahı ve sermaye akımlarının yönü açısından önemli bir belirleyici olmayı sürdürecek. Yen cinsinden borçlanmak pahalı hale geldikçe, diğer bir ifadeyle daha önceki carry trade avantajı azaldıkça, bu kanal üzerinden ABD, Avrupa ve gelişmekte olan ülkelere yönelen sermaye akımlarının kademeli olarak yavaşlaması beklenebilir."
Önsel, BoJ'un faiz artırım, Fed'in ise faiz indirim döngüsünde olmasının, önümüzdeki süreçte dolar/yen paritesinde bir miktar daha Japon Yeni lehine seyir gözlenmesini sağlayabileceğini belirtti
BoJ'un alacağı kararın yanı sıra yapılacak sözlü yönlendirmelerin de yakından takip edileceğini aktaran Önsel, "Önümüzdeki süreçteki adımlarının büyüklüğü ve sıklığına yönelik yapılacak sözlü yönlendirme yalnızca Japonya ekonomisi açısından değil, küresel finansal piyasalar, emtia fiyatları ve sermaye akımlarının seyri açısından da yakından izlenecek." dedi.
































Yorum Yazın